25 Aralık 1932
Küçük Zeki
Zeki’nin babası Kemalettin Bey ve annesi İsmet Hanım, Çanakkale savaşı sonrası Üsküdar’da Kemalettin Bey’in kız kardeşi Cilvenaz Hanım vasıtası ile tanışırlar. Aralarında 22 yaş fark olmasına rağmen evlenmeye karar verirler. Bu evlilikten ilk olarak 1928 senesinde ailenin ilk kız çocuğu Yüksel dünyaya gelir. 1930 senesinde Zeki’ nin ikinci ablası, evin ikinci kızı İlhan dünyaya gelir.
Çocuklar doğduktan sonra Üsküdar’da halaları ile paylaştıkları ev ufak gelmeye başlar. Kemalettin Bey Erenköy Kız Lisesinde çalışmaktadır. Erenköy’ de başka bir eve taşınırlar. O eve yerleştikten sonra Kemalettin Beyin Galatasaray Lisesine ambar memuru olarak tayini çıkar ve ulaşım zor olduğu için sadece hafta sonları evde kalmaktadır. Bu süreçte İsmet Hanım hamile kalır. Bu yeni yaşam düzeninin getirdiği zorluklar içerisinde bebeği aldırmaya karar verirler ve doktor randevusu alınır. Ancak muhitin sözü geçen değerli sakinlerinden komşuları Recep Bey bu kararı doğru bulmadığını ifade eder ve bebeği aldırmamaları için ikna eder.
25 Aralık 1932’ de İstanbul Erenköy’ de Zeki dünyaya gelir. Çocukluğunun ilk yıllarını; babası Kemalettin Bey, annesi İsmet Hanım, ablaları Yüksel ve İlhan ile Beşiktaş Ortabahçe caddesindeki Haşim Bey apartmanında geçirir. Yaşadıkları muhit sinemalar ve lokantaların yoğun olduğu hareketli bir yerdir. Akşam üstleri üç kardeş parka gider birlikte vakit geçirirler. Yaşadıkları apartmandaki komşuları da son derece neşeli ve insan canlısı ailelerdir. Hepsi Zeki’yi çok severler.
Zeki her sabah uyukusundan kalkar, pijamalarını bile çıkarmadan karşı daireye Refik Beylerin evine geçer. Bu böyle devam ederken birgün Refik Bey Zeki’ye “her sabah geliyorsun, kesme şekerimizi bitireceksin” diyerek esprili bir şekilde takılır. Refik Beyin eşi Nebahat Hanım “çocuğun onurunu kırdın, bir daha gelmez” diyerek sitem eder. Henüz 3 yaşında olan Zeki ertesi gün iki kesme şekeri avucuna aldı ve hiçbir şey söylemeden getirip hafif kızgın bir şekilde masanın üzerine sertçe koyar. Sonrasında her sabah karşı daireye gitmeye devam etti, ama hiçbir zaman kesme şekerleri yanına almayı unutmaz.
Çocuklar büyümeye başlayınca yaşadıkları ev ufak gelmeye başlar. Zeki’nin sünnet olmasından yaklaşık bir sene sonra Ihlamur caddesi üzerindeki Ziya Bey fırınının üstüne taşınırlar. Zeki okul çağına gelmiştir. 1939 Eylül ayında ablaları Yüksel ve İlhan’nın da gittiği Beşiktaş 19. İlkokul da öğrenim hayatına başlar.







